Tatlısu balıkçılığının ilk serüvenleri genellikle sazan avı ile başlar. Hemen hemen her tatlısu balık avcısının SAZAN ile ilgili bir anısı mutlaka vardır. Yurdumuzda her türlü iklim koşulunda yaşayan pek çok çeşidi vardır. En makbul kabul edilen cinsi Aynalı sazan dır. Doğal takvime göre Arpa hasatından sonra oltaya vurmaya başlar ve bağbozumuna kadar bereketli av verir. Özellikle iri boylarının yakalanması için gece avı tercih edilmektedir . |
Tüm tatlı su balık avcılarının en çok avladıkları balık çeşidi sazandır. Tatlı su balık avı denilince akla ilkgelen sazan avıdır.Dip oltası ve şamandıralı olta ile iki şekilde avı yapılır. Sazan avı için bir çok yem kullanılabilir.Bu herkesin bildiği yemlerden başka yöresel olarak kullanılan çeşitli tahıl hamurları da mevcuttur. Birçok türü olan sazanın en çok bilinen türü kara sazan ve aynalı sazandır. Hangi tür sazan olursa olsun,hangi yöntemle av yapılırsa yapılsın avlanılacak bölge mutlaka önce yemlenmelidir. |
YEMLEME: Bu işlem için en uygun materyal bayat ekmek ve haşlanmış tahıldır. Ufalanmış bayat ekmek yada tahıl çamurla karıştırılıp avuç içine sığacak büyüklükte toplar yapılır. Bunlar güneş altında 2-3 saat kadar kurutulur . Daha sonra bu materyal avlanacak mıntıkaya atılır. Balığın oltaya vurmasına göre yarım saatte bir yada saat başı 1 top atılarak balıkların o bölgede toplanması sağlanır | ||||||
NERELERDE BULUNUR: Sazan hafif meyilli yerlerde bulunur. Çok dik yamaç kenarlarında bulunmaz. Baraj yada göle açılan küçük dere yataklarının ağızlarında, bahar yağmurlarının aktığı su yollarının önlerinde dibi kayalık olmayan akıntı ağızlarında, bilhassa kumluk ve yosunlu kısımlarda çokça görülürler. Akarsularda ise ağaç kökleri sazlık araları ve kovuklarda irileri kaya önlerindeki derin girdaplarda, ve akıntılı yerlerde suların köpürerek aktığı akıntı ağzının hemen önünde bulunurlar. | ||||||
ŞAMANDIRALI OLTA İLE AVCILIK: Önceden yemlenen bölgeye 50-60 numara misinadan oluşan bir bedene fırdöndü bağlanır bunun ucuna aynı kalınlıkta 30 cm kadar bir misina beden bağlanır ve şamandıra mantarı burada yer alır. Bununda ucuna klipsli bir fırdöndü bağlanır. Klipsten itibaren 40 numara misina ile 1 metre kadar bir köstek bağlanır ve olta iğnesi bunun ucuna bağlanır. Bu şekilde bağlamanın faydası olta iğnesini rahatça değiştirebilmek ve iri bir balık yakalandığında şayet misina kopacak olursa tüm takıma zarar vermek yerine uçtan kopmasını sağlamaktır.Eğer makine ve kamışla av yapılıyorsa makinenin debriaj sistemi bulunduğundan beden için 40 köstek için 35 numaralı misinalar kullanılabilir. Kullanılacak yem olta iğnesine iğnenin tamamını kapatacak şekilde takılıp olta atılır. Balık yemi kaptığında hemen tasma vurulmamalıdır. Balık şamandırayı birkaç metre götürdükten sonra tasma vurulup balığın direnci ölçülür. Oltada iri bir balık olduğu anlaşılırsa misina yavaş yavaş çekilir. Çok direnç gösterirse hafifçe bırakılıp tekrar çekilmelidir. Bu işlem balığın yorulup kendini bırakmasına kadar sürdürülmelidir bu bazen 15 dakika kadar sürebilir. Balık kıyıya geldiğinde en iyisi kepçe ile almaktır. Eğer kepçe yoksa misinadan tutarak balık dışarı alınmamalı mutlaka bir el ile balık karnından tutularak karaya alınmalıdır. Bu işlemler mümkün olduğunca sessiz yapılmalı, yemlediğimiz yerde başka balıklarında olabileceği untulmamalıdır. Avladığınız yerin özelliğine ve balığın iriliğine göre suya düşmemek için mutlaka önlem alınmalı eğer can güvenliği tehlikeye düşecekse teredüt edilmeden balık salıverilmelidir. | ||||||
DİP OLTASI İLE AVCILIK:Bunun için Gerekli olan misina kalınlığı şamandıralı oltanın ki gibidir. Bedene tek bir klipsli fırdöndü bağlanır. Bunun ucuna yine aynı kalınlıkta 1 m kadar bir beden ve bununda ucuna 30-40 gr. Bir kurşun ağırlık bağlanır. Bu 1 m lik kısma yine 1 boy ince 25-30 cm’lik bir köstek ile 2 olta iğnesi bağlanmalıdır. 2‘ den fazla iğne bağlamak oltanın idaresini güçleştirir. İğneler yemlenip atıldıktan sonra bir ucu sivriltilmiş 40-50 cm lik ağaç bir kazık yere saplanır. Bu kazıkların üstüne bir çentik açılıp oltanın boşluğu alındıktan sonra buna mandal yada klipsle bir çıngırdak bağlanır.Bu yöntem avcıya 1 den fazla oltayı idare etme şansı yaratır. Çıngırdak çaldıktan sonra ayrıca tasmalamaya gerek yoktur. Şamandıralı oltada tarif edildiği gibi balık dikkatlice çekilir. Burada dikkat edilecek en önemli nokta avcının idare edebileceği kadar olta kullanmasıdır. Çünkü genellikle çıngırdaklar peş peşe çaldığından lüzumundan fazla olta atmak hem zamanında çekilemeyen oltanın karışmasına hem fazla gürültü balığın ürkmesine neden olabilir hem de zaten dar ve az olan avlaklardan daha fazla sayıda balıkçı yararlanabilir. Zaten resmi av sirkülerlerinde bu sayı kişi başına maksimum 2 dir. Her iki olta arası ideal mesafe 10 m olduğuna göre demek ki bir kişi en fazla 20 m yer işgal etmelidir. | ||||||
KÜSPE İLE AVCILIK: Bu yöntem özellikle aynalı sazan avı için en geçerli yöntemlerden biridir.Tabaka halindeki preslenmiş ay çiçeği küspesi 5x5x5 cm ölçülerinden küçük olmamak kaydıyla küp yada dikdörtgen prizması şeklinde kesilir. Tam ortasından matkapla delinir.( Bu işlemler sırasında oluşacak talaşı sakın heba etmeyin) Bedeni oluşturacak misina ucuna klipsli bir fırdöndü bağlanır. Bu fırdöndüye aynı kalınlıkta 10-15 cm lik bir kısa beden ilave edilip küspenin deliğinden geçirilir ve ucuna üçlü bir fırdöndü bağlanır. Bundan amaç suda eriyen küspeyi rahatça değiştirmektir. Üçlü fırdöndünün serbest kalan iki halkasının her birine bedenden 1 boy ince misina ile 8-10 cm uzunluğunda 4der tane köstek bağlanır bunların ucuna da olta iğnesi bağlanır. Böylece 8 olta iğneli bir takım donatılmış olur. Olta iğneleri küspenin muhtelif yerlerine birbirine dolaşmayacak şekilde tutturulur. Bu takıma ağırlık bağlanmaz çünkü küspenin kendisi hem ağırlık hem de yem görevi görür. Dip oltası gibi atılıp çıngırak bağlanabilir. Küspe suda çok yavaş eriyerek dağılırken bunu yemek isteyen balıklar olta iğnelerine takılırlar. Küspenin üzerine ben 1-2 damla bitkisel yağ damlatıyorum. Bence böyle daha iyi sonuç alıyorum | ||||||
BENİM KENDİ ÖZEL YÖNTEMLERİM: Benim özel yöntemim özel bir yem ve özel bir paraketeden (barikat) oluşuyor. Yemi şu şekilde hazırlıyorum: Küspe keserken ve delerken elde ettiğim talaşı biraz mısır unu ,çok az kepek ,buğday unu biraz peynir suyu (veya yoksa ekşimiş yoğurtta olabilir) 1 yumurta ile karıştırıyorum. Bir hamur elde edip hamuru biraz dinlenmeye bırakıyorum. Küspe talaşı daha pratik olarak ekmek fırınından alınan mayalı hamurla da karıştırılabilir. Elde ettiğim hamuru bir iğneye takılacak büyüklükte toplar halinde yuvarlıyorum. Bunları güneşte biraz kurutuyorum. Kullanacağım kadar ki kısmını 1-2 dakika makarna haşlar gibi haşlıyorum. Böylece yemler lastik gibi oluyor ve kolay dağılmıyor. (Bu yöntemi bir zamanlar TRT 4 de yayınlanan balık avcılığı belgeselinden esinlenerek uyarladım.) Bu yemi evde hazırlayıp gidiyorum. Bu tür bir hazırlığı zahmetli bulanlar ise ortası delik ince boy düdük makarnasını hafifçe haşlayıp dolma doldurur gibi mayalı ekmek hamurunu içine doldurarak kullanabilirler. Ayrıca bir e mail ile Cengiz Sarıkaya'nın bildirdiğine göre hamur şu şekilde de hazırlanabiliyor Bir kap içine koyduğumuz yeterince su ve bol tuz(şekerde olabilir) kaynar vaziyette iken elenmiş mısır unu ve bir yemek kaşığı buğday ununu azar azar serperek dökelim ve bir yandanda karıştırak hamuru pişirelim hamur koyu bir kıvamına gelince ocaktan indirelim. Sonra sıcakken elimizle yoğuralım | ||||||
Özel parakete ise şöyle hazırlanıyor: Kauçuk yada lastik bir çift bulaşık eldiveni bilek kısmından itibaren makasla yarım 0.3-0.5 cm eninde tek parça elma soyar gibi şerit halinde kesilir. Her bir eldivenden yaklaşık 5-6 m lik bir şerit çıkmalıdır. Bu şeritler birbirine eklenir. Bu şeridin her bir metresi 9-10 m yani 9-10 kat esneyebilir. 10 metrelik bu şerit 80-90 m esneyebilir. Bu şeridin ucuna 100 m 70 lik misina bağlanır. Bir bot yardımıyla bir kişi kıyıda lastik şeridi tutar diğeri botta şeridin öbür ucunu tutarak açılır. Şeridin tahammül edebileceği mesafeye kadar 80-90 m açılır. Şerit kopma noktasına gelince kıyıdaki kişi elindeki şeride bağlı misinayı yavaş yavaş lastik şeridin çekebildiği kadar salıverir. Böylece misinanın 80-90 metresi lastiğin çekmesiyle bırakılmış olur. Bottaki kişi daha önceden yanına aldığı 2-3 kiloluk bir taşı bir misinaya bağlayarak salar ve dibi bulunca buna bir şamandıra örneğin bir köpük yada pet şişe bağlar lastiğin elindeki ucunu da bu şamandıraya bağlar. Sonrada kıyıya geri döner. Daha sonra bu sefer kıyıdan lastiğin esneyebildiği son noktaya kadar misina çekilir. Birer metre arayla kasa gözü oluşturularak fırdöndülü klipsle 30zar santimlik 50lik misina ile oluşturulan kösteklerin ucundaki olta iğneleri yemlenerek bırakılır. Lastik şeridin gerginliği elverdiği kadar iğne bu şekilde yemlenerek bağlanır. Lastik şerit gergin olduğu için yemi suya doğru sürükleyecektir. Bu şekilde yemleme kıyıdan şamandıraya doğru tek hat üzerinde yoğun olarak yapılabilecektir. Bu yöntemin en büyük faydası bu kadar çok iğneli bir takımı her seferinde yeniden toplayıp atmanın güçlüğünden kurtarmasıdır. Balık yakalandıkça istenirse takıma bağlanacak bir çıngırdak ile haberdar olunabilinir ve yakalanan balık oltadan alınıp tüm takım lastiğin geri çekmesinden faydalanarak zahmetsizce yeniden dökülebilir. İşte bu yöntem ve yukarıdaki yem ile ben aynalı sazanda mükemmel sonuç alıyorum. Bu yöntemin ek bir faydası da lastiğin esnemesi ayrıca tasmalamaya gerek bırakmıyor ve balığı yoruyor lastik kopsa bile misina sizin elinizde olduğundan balık kaçamıyor. Uzun süre 4-5 ayrı av da lastik kopsa bile lastiğin bir parçası şamandıra tarafında bir parçası da sizin elinizdeki misinada kalıyor yani çevre kirliliği söz konusu değil | ||||||
| ||||||
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder